29 Mart 2014 Cumartesi
kesintisiz curcuna
imla hatalarından örme duvar
aşınmıyor atlaya atlaya
üstümden aşıp da boyutunu
çehremi bir çatı örtmüyor
buranın hacmi
ben buradayım dediğim an
kendini yokluyor
sürünüm bir boyut şekli bu odada
aralardan soğuk caba
tavanda örümcek caba
esip çarpıp köşelere geri vurduğunda
hissetmediğim bu sertlik
etkisiz toz kaidelerini de getiren beraberinde
neydi çaba?
bulduğunda kapısını çalamayacağın
çalamadıkça da nöbet tutan bir terra cotta
adını bilmediğim bir damarımda adresin
benden ne istersen
ancak onu sana verememekle mükellefim
kaç tane gölgem olabilir benim
ve kaç tane sır kamufle olabilir bana
örümcek eğiliyor kulağıma
"ahenk de illüzyon ahiret de"
allah, diyor, bu dünyaya fazla
vicdan, diyorum, bana fazla
örümceğe dönüp ısrarla
"niye olmasın allah?"
lafzımı bitirmeden daha
sarmalıyor beni ağlarıma
uyuduğumdan dem vuruyor, elbet rüyadan
yaklaştıkça buhran kokuyor
örümcek soruyor
"evin hangi köşesinde ölünmeli?"
uykuda değil, diyorum, uykuda değil
biliyorum o kaya yuvarlanacak
peki gaip kimden yana?
ağlarımı mecalim dahi yok ellerimle aralamaya
"biz yorgun savaşçı mertebesine
beklemek üzerinden ulaştık
henüz savaşmadan"
sözlerim ağır geliyor ona
devam ediyorum rampaları tersine katlamaya
örümcekler diyorum
önceden tutulmuş köşelerinde
-belki miras kalan onlara-
sarmalayarak bir yandan
dünyanın şeklini çalışırlar korumaya
aralıyorum iyice ağları
ışık yüzüme vuruyor
gövdemde kırılıp
düşüyor ardıma
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)