-baştaki masa, masadaki köşe, penceredeki yan
böylece sırtını bir değil iki duvara vermiş bulunuyor
önündeki herkes, her şey gözleri için atlama tahtası
birini çok incelemeden ötekine, ötekine, ötekine
böyle böyle en arkadaki duvara çarpıyor, kalıyor
şimdi üç duvarın da yerini biliyor. dördüncü duvara paralel, işi yok onunla
orta sayılacak yerde aynı duvarlara sahip bir başka katmandan geçiş aracı: merdiven
çıkanları mı daha çok inceliyor inenleri mi bilmiyor
gözünü oradan ayırmıyor değil ama takılmalarına da karşı koymuyor: seyir istenci
içeride izleneceklerin bittiğini düşününce sırtına dayadığı duvarlardan biri yetişiyor: dışarıya açılan bir gözetleme yapısı
ışık camda değil kirde kırılıyor, şikayetsiz yine de
şikayetsizliğe mensup
eğik başlı bir günahkar, hesabını tutmuş, olsun diyor
affedileceğinin bilinciyle şımarıklığa tahammülü yok
giderek büzüşüyor
büzüştükçe kabuğu büyük geliyor
çarptıkça şiddet artıyor, düşmesi gereken mesafe uzuyor
ilk çarpma anı dibe vurmanın ilk kandırmacası aynı zamanda. sert bir yere düşeceğini varsayıyor. kabuğu da sert haliyle. ilk çarpmanın şiddetiyle sekiyor bozuk para gibi. sekmenin etkisiyle yükseliyor: iyi hissetme yanılsaması
pik yaptığını anlamadan bir düşüş daha
belki bir sekme hakkı
nihayet çakılmak ve sabit kalmak refleksi orada-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder