7 Aralık 2015 Pazartesi
sen çare değilsin ki
hiçbir şey bilmeden; varsayımla, çıkarımla, hisle "kötü herhalde" deyip soluğu alasın var orada -yanında-
-sanki çare senmişsin gibi-
çare olamıyorsun, unutuyorsun çünkü; sen de ağırlığısın bir bakıma sisifos'un
iyi niyetini kendine sakla diyorsun sonra yine kendine
ha sen demesen de haddin bildiriliyor zaten. velhasıl çok güzel siktir yiyorsun.
aklına gevende'nin "sen balık değilsin ki" albümünü getir,
şimdi tekrar et:
"sen çare değilsin ki"
20 Ağustos 2015 Perşembe
kırmızı paket lastiklerinin bir arada tutamadığı dava dosyaları
“…her gün küsülü kaldık”
ismet özel?
müddet:kızgınlıkla bir belki de iki kez kesilmiş bir saç
teli uzaması müddeti
mekan: 6 senedir onun olan 6 sene sonra ancak seyrine daldığı tavan
temenni: bayırlar çıkagel(belki merdivenler
yokuşlar ineme(belki merdivenler
mekan: 6 senedir onun olan 6 sene sonra ancak seyrine daldığı tavan
temenni: bayırlar çıkagel(belki merdivenler
yokuşlar ineme(belki merdivenler
Yapılabilen ve yapılamayan eylemler sıralı tam listesi:
Dudak derilerini katlayıp bir kenara koyuyor
kaynatıp içiyor
kaynatıp içiyor
Aranamıyor/ arınamıyor
Dünyanın dönüşünü içinden izliyor
Devam bölümü gelmeyen dizilerin izleyiciliğine devam ediyor
Eşantiyonlar arasında bir füze veyahut bir gülle görmek
istiyor
Geceye ve gündüze dayanıklı evlerin yapılışını seyrediyor
Aşırı kroşelerle bertaraf oluyor
Bir bıçak yardımıyla çıksan bunu denerdim kesinlikle” diyor
Bir müddet yerde pespaye olduktan sonra" adlı bir devam
kitabı düşlüyor
Birbirlerini meydanda bekleyenlerin acziyetine düşmüyor
Bir kadını güzel kılıyor
Birkaç dize tamamlayamıyor:
İnce yerleriyle, büküldüğü yerine inceldiği
işte göz önünde aralamakta zorlandığı perdesi-ile
işte göz önünde aralamakta zorlandığı perdesi-ile
Kişi düşebilir, göz zeminden önceki son yerdir(hatırlanan-if
it’s possible)
( Karşılıklılık ilkesi adına:
adım aklında ışıklı tabela: yan dur
adın aklımda atlı karınca: dön dur )
adın aklımda atlı karınca: dön dur )
Henüz doldurulamayan boşluklar:
-Dolmabahçe civarı ağaçlı yolda toplam … kadar … ağacı
vardır. Evet bu böyledir
-Şairin seyir defterinin tüm sol sayfaları
Seslenme:
-Sesin kimin kulağında?
Bilgilendirme:
Seçimini her gün tazeliyorsun.
Seslenme:
-Uyanacaksın, mahşere geç kalmış olarak
Bilgilendirme:
Tüm sayfaları yırtılmış bir defter amok’un günlüğüdür.
(bir kelime arayışı: hırpalanmak, hor kullanılmak manasındaki
söz
henüz bulunamayan diğer kelime: henüz bulunamadı
halen aranmakta olan kelimeyle henüz bulunamayan kelimenin birleşseler eğer geleceği anlam: mektubundan önce gelen kişinin söyleyecek sözü kalmaması)
henüz bulunamayan diğer kelime: henüz bulunamadı
halen aranmakta olan kelimeyle henüz bulunamayan kelimenin birleşseler eğer geleceği anlam: mektubundan önce gelen kişinin söyleyecek sözü kalmaması)
işletilemeyen liman prosedürleri
1)
Geri dön çağrısına uymayan gemiye önce yardım gönderilir.
Buna rağmen halen geri dönmeyen gemi hakkında tutanak tutulur, batıkmış gibi
işlem yapılır.
2)
İşletilemeyen ikinci bir liman prosedürü yok.
Bir olunmayan zamanın bir olunan zamanı geçmesi için gereken müddet: 50 yıl
Yani bu kaçış manasızdır.
25 Temmuz 2015 Cumartesi
kısa bir senaryo denemesinin kağıda aktarılışının ekran üzeri izdüşümlülüğüdür
(mekan: meskenin +1 olarak addedilen büyükçe odası)
-şınav çek, say
-nefes (tabii ki) nefese
-9 olur, genelde 10 olur, bırak kendini, düş.
-kollarına kapan, yüz halıya gömül. kitaplığın alt rafına bak "düşüş"ü gör.
-camel'a uzan, paket boş. "siktir ya" der gibi bak. yavaştan toparlan, ayağa kalk. kitaplığın üst raflarında matruşka var(dı), aç onu, sigara olacak (tek dal mı yoksa paket mi?) (ayrıca ilk paket boş olsun, hassiktir çek, daha içerideki bebeği aç.-tekrarı simgeleyebilir, parantezi kapalı varsay
-sigarayla pencereye yönel, bir süre sonra yattığın yere bak.
-chalk outline'ı (cesedin etrafına tebeşirle çizilen çizgi) gör.(yakın çek, geçmiş günlerden kalma tam çıkmamış chalk outline'ları göster)
-sigara bitimi,devam, bir kova su getir, o çizgileri sil (kovaya bez at, suyunu sıktıktan sonra silmeye başla, kamera yavaş yavaş uzaklaş, çekim bit.)
2 Temmuz 2015 Perşembe
gergin düzlem
Boynum sabit. çenem sola, kafam sağa yatıyor. Vücudumda –ısı
dengeleme refleksi olarak– soldan bir
titreme. Ayaklarım sabit.
Yürüyen merdivenin
saniyede aldığı mesafenin birkaç katı metronun saniyede aldığı mesafe. Bunlar
arasındaki metrik ve yönelimsel fark aşikar, uzam aynı uzam. Zeminle hemzemin
olduğumda çıkarımsız analizi bırakıyor, kavuşturduğum ellerimi çözüyorum
adımlarla hizalamak için sallanırlarken –sallanmaları gerek, sinirlerin uç uca
eklenmesi ve birbirlerine ufak dokunuşlar yapması gerek–
Geniş bir düzlem,
platform veyahut. Bilincin yukarılardan –sinir uçları devrede– aşağılara doğru
tertiplediği bir eylem sonucu yürüyorum. İnsanlar gökten düşmüyor ama birkaç
saat önce yağmurun yağdığı seziliyor. Bu gerçekliği birkaç duyu organımla
kavrıyorum, hareket halindeyken tutunmak arayışı –henüz erişemedim sabitliğe,
etraflıyorum düzlemi– Varılmak istenen yere adımlanacak –senkron bir
şekilde – gerçekliğe uyularak
– gerçeklikle uyarılarak
– gerçekliği uyararak
– gerçeklikle uyarılarak
– gerçekliği uyararak
Yetebilecek mi – sin
gerçekliğe
Düzlem ikircikli, bu
düz değil demek. (hafif bir) bayır kompleksi. Eğimler –yukarı ve aşağı– hasıl
oluyor. Görüngüler varıldıkça efor. Merdivenler komplekslere dair ipucu. Aşama
aşama iner çıkarsın, inmenin kolay bir yolu var –küçük bir temas istençli
veyahut istençsiz– çıkmanın kolay bir yolu yok.
Nereye kadar ulaşabilir –ler
ulaştıra –bilirler (seni)
Nereye kadar ulaşabilir –ler
ulaştıra –bilirler (seni)
Sabitliğe
ulaşmalıyım bu defa ilkinden farkla, bir düzenekteydim o sefer, bir düzeneğin
kendi olmalıyım bu defa. Kaygılı bir makine istenci bu, dağılmalı ve dağıtmalı.
Bıraktığı izler üstünden geçilmeli–
o yolun kenarıdır
kaldırım değildir
aşağıda olabilir, yukarıda değildir
İhtimalleri zayıflar, gerçeğe yakınlar
Gerçeğ– e
Gergin düzen
Gergin düzlem
–sabit kal, sivril, sabit kal
–daha sivril–
kendi tependen dökül
gergin süzül
del–geç
13 Mayıs 2015 Çarşamba
tavan seyirleri
seyirmekan:
hayatında biri olmadığında,
bir şeyle meşgul olmadığında,
o, zamanın geçmesi sınırları boyunca durdurulmuş olan odanda
tavan seyirlerine daldığın durgun her zamanda içine düşeceğin
o yer,
o, sınırları çizilmemiş,
ucuna gidemediğin,
çatlaklarına dolamadığın,
kıpırdayamadığın yer.
seyirler
duvar: karşım. hemen hemen üç metre boyunca sürdürülmüş, iki buçuk metre boyunca da yükseltilmiş. üzerinden kireçle geçilmiş. bu, sayısız pıtırcık (pürüzlü yüzey için daha uygun bir kelime bulamadım, belki pütürcük) demek. üstten ve pencerenin bulunduğu bana göre sağ; kapıya göre tam karşı hizadaki duvarla kesiştiği yerlerden yaklaşık kırk santimetrelik kirişlerle iki taraftan çerçevelenmiş.
karşım, üzerinde defalarca oynanmış bir duvar. türlü kolajlar, posterler ve fotoğraflarla donatılan ve sökülen ve tekrar yapıştırılan; çeşitli hezeyanların oyalanma sahası. üzerinde iki poster var. henüz tamamlanmamış bir iş, oyalanma. karşımın odaya olan hakimiyeti çok kuvvetli. diğer üç duvara kendilerini gereksiz hissettiren, sanki bir geometrik şekil tamamlansın diye alelacele çağrılmışlar gibi hissettiren, tüm bunların yanı sıra duvarlara herhangi bir şey hissettirebilen bir duvar, karşım. seyretmekte olduğum tavanı ve hatta seyredildiğinden pek emin olmadığım apartmanı tek başına taşıyabileceğinden neredeyse emin. özgüvenindeki tereddüt arkasını görmem, anormal biçimde duvarın benim için saydamlaşması demek. neden yapılmak, nasıl yapılmak, ne içermek gibi soruların cevabı (artık bu tür sorular sorulmadığı herkesçe malum olduğundan) harf kodlaması yapılmayan bir dönemde, bir kitaplıkta unutuluyor. çürümesini izleyecek tek şey kendisi oluyor. fakat saydamlığın düşünceyi okuyabilme, niyeti kestirme gibi güçlü anlamlarının yanı sıra bir de görmezden gelme gibi katlanılmaz bir anlamı daha var.
üzerinde oyalandığım, kendinden ve binayı taşıyabilirliğinden neredeyse emin olan: karşım. içinden ona zarar verilmeden geçilmesine (direnç gösterememesine), arkasının bilinmesine ancak parçalanabiliyor. bunu tek hamlede yapmıyor, yapamıyor. durağanlığının sebebi çaresiz bir kemirilmeye bırakış kendini kendi tarafından zamana.
bu, oyalanmam için epey vakit kazandırıyor bana.
20 Nisan 2015 Pazartesi
balta: değiştirilmeyecek elden bir diğerine
-kafamı şöyle bir geriye attığımda nerede olursam olayım birkaç ağaç dalı görürüm muhakkak.
( retinamda kan mı birikmiş, damarlar mı dallar?
hadi ordan! )
"gözlerim kan çanağı manasında" (cümlesinde -mı soru eki gizli ama mevcut)
-bir dar açıyla yaşamını tasavvur eden çıkmaz bir mürekkep izine dönüştüm haberim dahi olmadan.
habersizdim. hikayeden bahsedildi nitekim.
-kağıdın sağına ilerledikçe -bakın bu kelimeler de yaklaştırır sizi satır sonuna- yazmak zorlaşıyor suyun kabarttığı yerlerde.
kuru şimdi, ama pespaye bir tomar aynı zamanda.
-hep o önden giden çevikliğim. mesafeyi arttırdı. ben arada kalmalıydım. ışığı önüme, gölgemi arkama almalıydım. yiten opaklığım.
kapımda belirmesini istediğim gölgenin sahibinin kapısında beliren gölgenin sahibi olamıyorum.
bilinmesi istenmeyen fakat artık bilinen bir adresin adımlanamaması.
balta: elden kayan kararsızlık nesnesi
(hem neyi parçalayacağım? soru terletir seni)
( kırılacak put aramakla geçen ömrümde bir kez tökezlesem kendi omuzlarında yükselen bir Atlas'ın yükü kalmayacaktı. temennim yıkmaktı kendimi)
-beni gündüzlere uyandırmayan tavan seyirlerine başlamış bulunuyorum. tuhaf balıkların yüzdüğü bir akvaryumun dibini andıran bir tavan bu. odanın diğer tüm duvarlarına uzunca bir süre bakıldığında beliren silüet burada da beliriyor. yatakta uzanmanın manası tuhaf balıkların yüzdüğü bu akvaryumda baş aşağı sarkmış bir yem olmakla eşdeğer. şans bulunduğunda buradan kaçılmalı.
(neden burada kalmak zorundayım? soru duraksatır seni)
-şöyle diyecektim kağıdın yazılamayan sağ cenahına yaklaşırken:
"güveni, huzuru ve mutluluğu tahsis edemiyor; gösterilen tüm iyi niyetleri ıskalıyordum.
zaman olamamakların ertesiydi."
-
-
-
-
vazgeçiyorum.
-kafamı şöyle bir geriye attığımda nerede olursam olayım birkaç ağaç dalı görürüm muhakkak.
( retinamda kan mı birikmiş, damarlar mı dallar?
hadi ordan! )
"gözlerim kan çanağı manasında" (cümlesinde -mı soru eki gizli ama mevcut)
-bir dar açıyla yaşamını tasavvur eden çıkmaz bir mürekkep izine dönüştüm haberim dahi olmadan.
habersizdim. hikayeden bahsedildi nitekim.
-kağıdın sağına ilerledikçe -bakın bu kelimeler de yaklaştırır sizi satır sonuna- yazmak zorlaşıyor suyun kabarttığı yerlerde.
kuru şimdi, ama pespaye bir tomar aynı zamanda.
-hep o önden giden çevikliğim. mesafeyi arttırdı. ben arada kalmalıydım. ışığı önüme, gölgemi arkama almalıydım. yiten opaklığım.
kapımda belirmesini istediğim gölgenin sahibinin kapısında beliren gölgenin sahibi olamıyorum.
bilinmesi istenmeyen fakat artık bilinen bir adresin adımlanamaması.
balta: elden kayan kararsızlık nesnesi
(hem neyi parçalayacağım? soru terletir seni)
( kırılacak put aramakla geçen ömrümde bir kez tökezlesem kendi omuzlarında yükselen bir Atlas'ın yükü kalmayacaktı. temennim yıkmaktı kendimi)
-beni gündüzlere uyandırmayan tavan seyirlerine başlamış bulunuyorum. tuhaf balıkların yüzdüğü bir akvaryumun dibini andıran bir tavan bu. odanın diğer tüm duvarlarına uzunca bir süre bakıldığında beliren silüet burada da beliriyor. yatakta uzanmanın manası tuhaf balıkların yüzdüğü bu akvaryumda baş aşağı sarkmış bir yem olmakla eşdeğer. şans bulunduğunda buradan kaçılmalı.
(neden burada kalmak zorundayım? soru duraksatır seni)
-şöyle diyecektim kağıdın yazılamayan sağ cenahına yaklaşırken:
"güveni, huzuru ve mutluluğu tahsis edemiyor; gösterilen tüm iyi niyetleri ıskalıyordum.
zaman olamamakların ertesiydi."
-
-
-
-
vazgeçiyorum.
27 Mart 2015 Cuma
-baştaki masa, masadaki diğer köşe
kopuk saç teli habersiz -iki taraf da-
koptuğu kaynak onu burada bıraktığını bilmiyor, kopan ise çıkmaya başladığı andan beri bilmiyor -herhangi bilinebiliri-
bir soru: bu kopma, sahiplik ilişkisini ortadan kaldırıyor mu?
bir soru daha: bu saçın koptuğu kişi önemli bir eşyasını unutmuş gibi gelse ve onu oradan alsa -kendisininmiş gibi- oysa kendisinin-di- şimdi ne?
halinden memnun gözüküyor gördüğüm. onu bırakan kim bilmiyor/ bilmiyorum. tahmini zor silsile
kıvrımlı, siyah, ince. geçici bir saltanat onunki. çürümesini nerede tamamlayacağını tanrı bilir yine de
bu saç telinin tanrının ilgi alanına girdiğinden onun habersizliği kadar haberliyim. bunun ortası yok. bir başka durum onun habersizliği kadar habersiz olmamdır ancak.
habersizim
arkamda döktüklerim veya kopanlar-dan
kopuk saç teli habersiz -iki taraf da-
koptuğu kaynak onu burada bıraktığını bilmiyor, kopan ise çıkmaya başladığı andan beri bilmiyor -herhangi bilinebiliri-
bir soru: bu kopma, sahiplik ilişkisini ortadan kaldırıyor mu?
bir soru daha: bu saçın koptuğu kişi önemli bir eşyasını unutmuş gibi gelse ve onu oradan alsa -kendisininmiş gibi- oysa kendisinin-di- şimdi ne?
halinden memnun gözüküyor gördüğüm. onu bırakan kim bilmiyor/ bilmiyorum. tahmini zor silsile
kıvrımlı, siyah, ince. geçici bir saltanat onunki. çürümesini nerede tamamlayacağını tanrı bilir yine de
bu saç telinin tanrının ilgi alanına girdiğinden onun habersizliği kadar haberliyim. bunun ortası yok. bir başka durum onun habersizliği kadar habersiz olmamdır ancak.
habersizim
arkamda döktüklerim veya kopanlar-dan
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)