balta: değiştirilmeyecek elden bir diğerine
-kafamı şöyle bir geriye attığımda nerede olursam olayım birkaç ağaç dalı görürüm muhakkak.
( retinamda kan mı birikmiş, damarlar mı dallar?
hadi ordan! )
"gözlerim kan çanağı manasında" (cümlesinde -mı soru eki gizli ama mevcut)
-bir dar açıyla yaşamını tasavvur eden çıkmaz bir mürekkep izine dönüştüm haberim dahi olmadan.
habersizdim. hikayeden bahsedildi nitekim.
-kağıdın sağına ilerledikçe -bakın bu kelimeler de yaklaştırır sizi satır sonuna- yazmak zorlaşıyor suyun kabarttığı yerlerde.
kuru şimdi, ama pespaye bir tomar aynı zamanda.
-hep o önden giden çevikliğim. mesafeyi arttırdı. ben arada kalmalıydım. ışığı önüme, gölgemi arkama almalıydım. yiten opaklığım.
kapımda belirmesini istediğim gölgenin sahibinin kapısında beliren gölgenin sahibi olamıyorum.
bilinmesi istenmeyen fakat artık bilinen bir adresin adımlanamaması.
balta: elden kayan kararsızlık nesnesi
(hem neyi parçalayacağım? soru terletir seni)
( kırılacak put aramakla geçen ömrümde bir kez tökezlesem kendi omuzlarında yükselen bir Atlas'ın yükü kalmayacaktı. temennim yıkmaktı kendimi)
-beni gündüzlere uyandırmayan tavan seyirlerine başlamış bulunuyorum. tuhaf balıkların yüzdüğü bir akvaryumun dibini andıran bir tavan bu. odanın diğer tüm duvarlarına uzunca bir süre bakıldığında beliren silüet burada da beliriyor. yatakta uzanmanın manası tuhaf balıkların yüzdüğü bu akvaryumda baş aşağı sarkmış bir yem olmakla eşdeğer. şans bulunduğunda buradan kaçılmalı.
(neden burada kalmak zorundayım? soru duraksatır seni)
-şöyle diyecektim kağıdın yazılamayan sağ cenahına yaklaşırken:
"güveni, huzuru ve mutluluğu tahsis edemiyor; gösterilen tüm iyi niyetleri ıskalıyordum.
zaman olamamakların ertesiydi."
-
-
-
-
vazgeçiyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder